ARAZİ ÜRÜNLERİNİN ZEKATI
65- Arazi ürünlerinden devletçe alınacak mikdar, arazinin cinsine göre değişir. Bu mikdar, zekat, sadaka, haraç ve icar bedeli mahiyetinde olur. Şöyle ki: Bugün müslümanların ellerindeki arazi, başlıca şu dört kısma ayrılmıştır:
1) Öşür Arazisi: Fethedilen bir memleketin halkı kendi rızaları ile müslüman olur da, ellerindeki arazi onların mülkiyetine geçirilirse veya bir memleket kuvvet gücü ile felhedilip arazileri İslam mücahidlerine mülkiyet üzere verilmiş olursa, bu gibi topraklar Öşür arazisidir. Arab yarımadası bu çeşit arazidir. Bu toprakların ürünlerinden onda bir veya yirmide bir nisbetinde “öşür” adı ile zekat alındığı için bunlara “Öşür Arazisi” denmiştir.
2) Haraç Arazisi: Bu, anlaşma veya üstünlük elde etmek suretiyle fethedilip yerli bulunan gayri müslim halka veya diğer gayri müslimlere temlik edilmiş olan topraklardır. Irak köyleri ve çevresi bu kısımdandır.
Bu çeşit araziden, ya ürününe göre veya uygun görülecek belli bir mikdarda (haraç) adıyla bir vergi alınır. Bu zekat değildir.
3) Sırf Mülk Arazisi: Memleket arazisinden olup Hazineye ait iken sonradan bir bedel karşılığında bazı kimselere satılmış bulunan topraklardır. Bunların ürünleri de, sahibleri müslüman olunca, zekat bakımından Öşür arazisinin ürünleri gibidir.
Yalnız mülk evlerin çevresindeki mülk bahçeler, bu evlere bağlı olduğundan bunların ürünlerinden ve ağaçlarının meyvalarından öşür vesaire alınmaz.
4) Memleket Arazisi: Vaktiyle müslümanlar tarafından fethedilip bir kimsenin mülkiyetine geçirilmeksizin bütün müslümanların yararına bırakılmış olan topraklardır. Bunlar bütün halk adına devlete ait olup kullanma hakkı halka tapu ile verilegelmiştir. Bunların yalnız kullanma hakları belli kimselere aittir. Bu haklara sahib olanlar icarcı (kiralayan) hükmündedir. Devlete verecekleri belli hisse veya vergiler de, icar bedeli hükmündedir. Bundan dolayı böyle bir arazinin ürününden öşür ve diğer bir nam altında zekat gerekmez. Çünkü öşür ile haraç veya öşür ile bu hükümde bulunan icar bedeli bir arazide toplanmaz. Türkiye’deki arazi genellikle bu kısımdandır.
66- Arazi ürünlerinde İmamı Azam’a göre nisab aranmaz. Buğday, arpa, pirinç, darı, karpuz, hıyar, patlıcan, yonca, şeker kamışı benzeri öşür arazisi ürünlerinde, az da olsa çok da olsa, “Öşür” adı ile hisse alınır.
İki İmam’a göre, beş vask (*) mikdarı olmayan ekinlerden ve insanların elinde bir sene kalmayacak sebzelerden öşür alınmaz.
67- Bir öşür arazisi yağmur veya ırmak, çay suları ile sulanırsa, ürünleri onda bir nisbetinde “öşür” zekatına tabi olur. Eğer dalya, dolap ve hayvan ile veya satın alınacak sularla bütün sene veya senenin yarısından çoğu sulanacak olursa yirmide bir nisbetinde öşür alınır.
Tohumlar, amele ücretleri ve diğer masraflar elde edilen üründen çıkarılmaz. Bu ürünler üzerinden bir yıl geçmesi de gerekmez. Bir yıl içinde birkaç defa elde edilen ürünlerin hepsinden aynı ölçülerle öşür alınır.
68- Öşürde esas arazidir, mal sahibi değildir. Bir öşür arazi vakfedilse, çocuklara veya mecnunlara ait bulunsa, yine ürünün’den “öşür” alınır.
69- Öşür arazisindeki bal ve kudret helvasından da onda bir nisbetinde zekat alınır. Ekilmeden başka bir işe yaramayan tohumlar ise, zekata tabi olmaz. Bunlar ticaret için olursa, ticaret malı kısmına girip zekatları verilir.
70- Zeytin ve susam tanelerinden öşür alındığı takdirde, sonradan elde edilecek yağlarından tekrar öşür alınmaz.
Yine, öşrü verilen üzümler için sonradan tekrar zekat vacib olmaz.
71- Öşür arazisi ürünlerinden alınacak muayyen hisseler, ürünler tamamen yetişip elde edildiği zaman alınır. Bundan önce alınmaz. Öyle ki, daha bitmemiş ekinlerin ve belirmemiş meyvelerin öşürlerini vermek caiz değildir. Fakat bunlar bittiği ve belirdiği zaman, sahibleri dilerse öşürlerini verebilirler.
72- Daha öşrü verilmemiş olan ekinlerden veya ağaç üstündeki meyvelerden yenmemelidir. Bununla beraber öşrünü hesab edip ödemek niyeti ile yenilmesi helal olur. Çünkü yediğini ödemiş olacaktır.
73- Öşür arazisi ürünlerinin öşrü veya memleket arazisinin icar bedeli zamanında verilmeyip sonradan zayi olsa veya sahibi ölse, bunu ödemek gerekir.
74- Mer’alardan ve çayırlardan biçilip toplanan otlardan, mubah kabul edilen dağlarda yetişip kendiliğinden büyüyen kerestelik ağaçlardan, kamışlardan veya kendiliğinden yetişmiş başka ağaçlardan, derelerden avlanan balıklardan öşür alınmaz.
Fakat dağlardan toplanan meyvelerden öşür alınacağı gibi, ağaçlık, kamışlık edinilen yahut çayır elde etmek için su verilen öşür arazisinden ve müslümanlara ait mülk araziden her yıl kesilip satılacak ağaçlardan, kamışlardan ve otlardan da öşür alınır.
Yine, bu arazide bulunup kendisi ile ipek böceği beslenilen dut yapraklarından öşür alınır, ipeğinden alınmaz. Bu ipek hayvana bağlıdır, ipek böceği öşre bağlı olmadığından, onun bir parçası sayılan ipek de öşre bağlı olmaz.
75- Öşür arazisi ürünlerinden veya memleket arazisi ürünlerinden bir kısmı, sahibleri tarafindan ticaret maksadı olmaksızın anbarda saklanır da üzerinden bir yıl geçtikten sonra satılırsa, bedelleri olan paralar nisab mikdarı olsa bile, bunlara zekat vermek gerekmez. Çünkü zekat, öşür ile veya kira bedeli ile birleşmez. Ancak satılıp alınan bedeller üzerinden bir yıl geçerse o zaman zekat gerekir.
Yine bu ürünlerin sahibine bir ay veya bir sene yiyecek olmak üzere yetecek mikdardan fazlası nisab mikdarına ulaşır da, ticaret niyeti ile saklanırsa, üzerinden bir sene geçince zekata bağlı olur.
* Bir “vask” altmış sa’dır. Bu da (62400) dirheme eşittir. Bunun beş katı da yaklaşık olarak 950 kg.dır.