Edeb’in Tarifi Ve Fazileti
İslam dini; doğumdan ölüme kadar hayatın ne şekilde yaşanacağını, davranışların nasıl olacağını, iç ve dış dünyamızın ne şekilde bir yapıya kavuşturulacağını tespit etmiştir. Maddi ve manevi sağlıklı bir fert, sağlıklı bir aile ve sağlıklı bir toplumun yolu İslam’ın emrettiği hayat tarzını yaşamak ile mümkün olabilecektir.
İslam dini; doğumdan ölüme kadar hayatın ne şekilde yaşana cağını, davranışların nasıl olacağını, iç ve dış dünyamızın ne şekilde bir yapıya kavuşturulacağını tespit etmiştir. Maddi ve manevi sağlıklı bir fert, sağlıklı bir aile ve sağlıklı bir toplumun yolu İslam’ın emrettiği hayat tarzını yaşamak ile mümkün olabilecektir.
Ahlak, terbiye ve nezaket kuralları, edeb, İslam’ın güzel saydığı davranışlardandır. Bu itibarla edep, insanların kendisine davet edildiği “güzel ahlak” demektir. Edeb, insanı ayıplanma ve kötülenme sebeplerinden koruyan nefsin köklü bir kuvvetidir.
AYET VE HADİSLER IŞIĞI ALTINDA EDEB
Herkese karşı tatlı dilli, güler yüzlü, açık kalpli olmalıyız. Allah iyi huylu güler yüzlü kimseleri sever. Herkes ile güzel görüşmeli, halka eziyet vermekten sakınmalıyız. Zira bir hadisi şeriflerinde Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmaktadır; “Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu kişidir.”
Kötülüğe karşı iyilikte bulunmalı ve halkın eziyetlerine karşı sabırlı olmalıyız. Allah (c.c) katında sıddıkların mertebelerine erişmek için, zulmedeni affetmek, irtibatı kesenle irtibat kurmak, esirgeyene esirgemeden vermek gerekir.
Küskünlüğe, dargınlığa, düşmanlığa son vermeliyiz. Zira bir hadisi şeriflerinde Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmaktadır; “Müslümanın Müslümanla üç günden fazla dargın durması helal değildir.”
İnsanların kusurlarını araştırmamalı, bilakis bu kusurları örtmeye çalışmalıyız. Başkasının kusurunu arayan, önce kendi kusurunu görmelidir. “Başkasının kusurunu örten bir Müslümanın kusurunu da Allah (c.c) örter ve onu affeder.”
Dostlar birbirlerini arkalarından müdafaa etmelidir, haklarındaki yanlış fikirleri düzeltmelidirler. Kardeşine yardımda bulunana Allah (c.c)’da yardım eder.
İnsanlara karşı kötü zan ve töhmette bulunmamalı, nefret uyandır mamalı, dedikodu yapmamalıyız. Bu sözlerin konuşulduğu yerleri terk etmeli yiz.
Her insanla, kapasite ve mevkilerine göre konuşmalı. Cahille ilmi konuşma yapılamayacağı gibi, alimle de cahille konuşulduğu gibi konuşul mamalı. İnsanlara akıllarına göre hitap edilmelidir.
Büyüklere hürmet ve saygı, küçüklere, düşkünlere şefkat ve merhamet, özellikle aile arasındaki fertlere iyi muamele etmek, İslam dininin emrettiği esaslarındandır. Allah (c.c) ana-babaya karşı saygısızlık etmek bir tarafa “öf” deme yi dahi yasaklamıştır.
Herkes hakkında hayır dilemeli ve yardımda bulunmalıyız. Çünkü bu İslam kardeşliğinin bir özelliğidir. Ancak bu yardımlaşma kötülükte değil, iyilikte olmalıdır. “Başkasına merhamet etmeyene merhamet olunmaz.”
Mümin kişi kendisi için arzu ettiği güzel şeyleri, Müslüman kardeşi için de arzu etmelidir. Kendini kötülüklerden koruduğu gibi etrafındakileri de korumaya çalışmalıdır.
Birbirleriyle karşılaşan iki müslüman, birbirlerinin ellerini tutarak müsafa ha eder. Peygamberimiz (s.a.v)’e salavat okur, hal hatır sorarlar. Bu durumda olan kişiler henüz birbirlerinden ayrılmadan Allah (c.c) onlara mağfiret eder.