Teheccüd Namazı (Gece Namazı)
Teheccüd Namazı (Gece Namazı)
Yatsı namazından sonra , daha uyumadan veya bir miktar uyuduktan sonra, kılınacak nafile namaza “gece namazı”denir.
Teheccüd namazı, Rasul-i Ekrem -sallallahü aleyhi ve sellem- Efendimize vacip yani farz hükmündeydi. Bu namaz O’nun ümmeti için sünnet-i müekkededir.
“Gece namazına devam ediniz. Zira bu sizden önceki salihlerin ibadetidir. Çünkü gece ibadeti, Allah’a yakınlık günahlara kefaret olup insanı bedeni hastalıklardan korur ve günahlardan uzaklaştırır.” (Tirmizi, Deavât, 101)
Allâh Teâlâ çok sevdiği ve kâinâtı hürmetine yarattığı Habîb-i Edîb’ne daha fazla lütuflarda bulunmak için teheccüd namazını ona farz kılmıştı.
“Gecenin bir kısmında da sadece sana mahsus bir nafile olmak üzere uykudan kalk, Kur’ân ile teheccüd namazı kıl, Yakındır ki Rabbin seni bir makam-ı mahmuda eriştire.” (el-İsrâ/17, 79)
Rasulullah -sallallâhu aleyhi ve selem- Efendimiz gece namazını hiç terk etmezdi. Öyle ki hastalanacak veya ağırlık hissedecek olsa oturarak kılardı. (Ebû Dâvûd, Tatavvu’, 18)
“Allâh her peygamberde belirli birşeye karşı aşırı bir istek yaratmıştır. Benim en çok hoşlandığım şey de gece ibâdetidir…” (Heysemî, Mecmau’z-zevâid, II, 271)
Allâh’a yaklaştıran en mühim ibâdet olması hasebiyle ümmetinin de bu nimetten nasiblenmelerini arzû ederlerdi. Öncelikle yakın akrabasından tebliğe başlayan Efendimiz, bir gece Ali ile Fâtımâ -radıyallâhu anhümâ-‘nın kapısını çalmış ve onlara:
– “Namaz kılmayacak mısınız?” (Buhârî, Teheccüd, 5) buyurarak geceyi boş geçirmemelerini istemişti.
Diğer ashâbına da:
“Aman gece kalkmaya gayret edin! Çünkü o sizden önceki sâlih kimselerin âdeti ve Allah’a yakınlıktır. (Bu ibâdet) günahlardan alı kor, hatalara kefâret olur ve bedenden dertleri giderir.” (Tirmizî, De’avât, 101) buyurarak onları huzûrun kaynağına yöneltmek istemişti.
Âile içinde kadın ve erkeğin Allâh’a ibâdet ve sâlih ameller işleme husûsunda birbirlerine destek olmalarının önemine dikkat çeken Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem- bilhassa gece namazına kalkmada bu yardımlaşmanın daha da önemli neticeler hâsıl edeceğini şöyle ifâde etmiştir:
“Geceleyin kalkıp namaz kılan, hanımını da kaldıran, kalkmazsa yüzüne su serperek uyandıran kimseye Allah rahmet etsin. Aynı şekilde geceleyin kalkıp namaz kılan, kocasını da uyandıran, uyanmazsa yüzüne su serperek uykusunu kaçıran kadına da Allah rahmet etsin.” (Ebû Dâvud, Tatavvu, 18, Vitir, 13)