70. MEKTUP
70. MEKTUP
· Han-ı Hanan’a yazılmıştır
· İnsanın camiiyyetinin Allah’a yakınlığına vesile olduğu gibi Allah’tan uzaklaşmasına da sebep olabileceği
Allah Sübhânehû sizleri Peygamberimizin (s.a.v.) şeriatı üzere sabit kılsın. Allah amin diyen kula rahmet etsin.
Bilmelisin ki, insanın camiiyyeti Allah’a yakınlık ve şeref vesilesi olduğu gibi, Allah’tan uzaklaşması ve sapkın cahillerden olmasının da sebebidir. İnsanın Allah’a yakınlığı, aynasının kapsamlı oluşu ve isim ve sıfat tecellilerine hatta zat tecellilerine karşı kabiliyeti sebebiyledir. Nitekim; “Beni ne yeryüzü ne de gökyüzü kuşatamaz; fakat mümin kulumun kalbi beni kuşatabilir” 1 şeklinde varid olan hadis-i kudsî bu beyanın bir işaretidir.
İnsanın Allah’tan uzaklaşması ise onun evren içerisinde bulunan her şeye muhtaç olmasındandır.“Allah yeryüzünde bulunan her şeyi Sizin İçin yarattı “ (Bakara: 29)
Bu ihtiyacı sebebiyle insanın kainatta bulunan her şeyle bir tür alakası bulunmaktadır. Bu alaka nedeniyle o Allah yolundan şaşar ve haktan uzaklaşır.
İnsanın mertebesi yaratıkların en arkasındadır.
Bu sebeple Allah’la beraber olma şerefinden geri kalmıştır,
Eğer bu gurbet ve uzaklıktan donemezse,
Yaratıklar arasından insan gibi bahtsız kimse bulunmaz.
İnsanoğlu aynı anda kainatın en şereflisi ve en şerlisi olabilmektedir. Zira insanoğlu bir yandan âlemlerin Rabbi olan Allah’ın habibi Muhammed’i (s.a.v.), diğer yandan da yerlerin ve göklerin Rabbi olan Allah’ın düşmanı Ebu Cehil’i bünyesinde barındırmaktadır. Bu sebeple dağınık alakalardan kurtulup ”birlik” ten bile münezzeh olan bir tek Allah ile alaka kurmadıkça iş çok çetin görünmektedir.
Fakat “Tamamı elde edilemeyen şeyin tamamı da gözden çıkarılmaz.” kaidesince şu birkaç günlük hayatımızda tutumlarımızın sünnete uygun olmasına itina göstermeliyiz. Ahiret azabından emin olup ebedi nimetlere erişmek buna bağlıdır. Buna göre zekata tabi olan mal ve hayvanlardan gereği gibi zekatımızı ödemeli ve bunu mallara ve hayvanlara olan alakamızı kesmeye vesile kılmalıdır.
Lezzetli yemekler yerken ve şık elbiseler giyerken nefsimizin arzularını göz önünde bulundurmamalı. Bunun yerine, yiyeceğimiz yemeğin sadece ibadet yapabilmek için kuvvet sağlamasını düşünmeliyiz. Güzel elbiseleri giyerken de “Her namazda süslerinizi alın.” (A’râf: 21) ayetinde emredilen süslenmeye niyet etmeli, kalbimizden başka şeyler geçirmemeliyiz.
Eğer bu tarz niyetin hakikatına erişemezsek kendimizi buna zorlamalıyız. “Eğer ağlayamıyorsanız, ağlar gibi görünün.” Kendimizi zorlamaya gerek kalmadan bu tarz bir niyetin gerçeğine ulaşmak için sürekli Allah’a yalvarmalı ve Ö’na sığınmalıyız.
Umulur ki, katre katre damlayan göz yaşlarımı,
Katrelerden inciler yaratan Allah kabul eder.
Ruhsattan uzak duran ve azimet tarafını seçen mütedeyyin din âlimlerinin fetvalarına uygun olarak bütün işlerimizde aynı ölçüye uymayı ihmal etmemeli ve bunu ebedi kurtuluşun anahtarı kabul etmeliyiz.
“Siz şükreder, inanırsanız Allah size neden azap etsin?” (Nisa: 147)
1 Benzer lafızlarla rivayeti için bk., Ebu Nuaym, Hılye, 6/97. Ahmed, Kitabü’z-zühd, 384. Ayrıca Bk., Avalıfu’l-lataif min hadisi avarifi’l-mearif, 2/400