72. MEKTUP
72. MEKTUP
· Hâce Cihân’a yazılmıştır
· Din ve dünyayı bir arada götürmenin zorluğu
Allah Subhânehû sizlere selamet ve afiyet ihsan eylesin.
Din ve dünyanın bir araya gelmesi mümkün olsa ne güzel olurdu!
Din ve dünyayı birleştirmek zıtları bir araya getirmek gibi bir durumdur. Öyleyse âhireti isteyen kişiye düşen dünyayı terk etmektir. Günümüzde dünyayı hakîkî anlamda terk etmek zor olduğundan onu hükmen terk etmek bir zorunluluktur.
Dünyayı hükmen terk etmek, dînî işlerde Şeriat-ı Garrâ’nın hükmünün gereğine bağlanmak; yeme, içme ve barınma işlerinde şer’î sınırlara riayet etmek, bu konularda haddi aşmamak ve zekata tabi olan malların ve hayvanların farz kılman zekatlarını vermekten ibarettir.
Şer’î hükümlerle donanmak mümkün olursa dünyanın zararından kurtulmak da mümkün olur ve işte o zaman dünya-âhiret birlikteliği sağlanmış olur. Ancak kişi için, terkin bu kısmı da gerçekleşmiyorsa bu, konumuzun dışındadır. Bu durumda olan kişi münafık hükmündedir. Onun bu şeklî îmanı, âhirette kendisine fayda sağlamayacak, dünyada ise canını ve malını korumaktan öte gidemeyecektir.
Tebliğ edilmesi gereken ne varsa hepsini söyledim!
Bundun eline geçecek olan ya faydalı bir nasihat ya da pişmanlıktır!
Dünyanın bunca gösterişi, debdebesi, hizmetçileri, avenesi, lezzetli yemekleri ve süslü elbiselerine rağmen bu doğru söze kulak verip dinleyen hangi bahtiyar insandır!
Kulağımı feryadıma kapatmış duymuyor!
Anlatıyorum ağlıyorum ama kabul etmiyor,
Allah Sübhânehû bizi ve sizi Hz. Muhammed Mustafa’nın (s.a.v.) şeriatına tabi olmaya muvaffak kılsın, salât ve selam o şeriatın sahibi üzerine olsun.
Bir diğer husus da Şeyh Miyân Zekeriya’nın durumuyla ilgilidir, Kendisi eskiden vergi işlerine bakardı. Alim ve erdemli bir insandır. Bir takım talihsiz gelişmeler sebebiyle uzun bir suredir hapiste yatmaktadır. Yaşlılık sebebiyle elden ayaktan düşmüş ve geçim sıkıntısı da artmıştır. Hapis süresi de uzadı. Bu fakire mektup yazarak ordugâha gelmemi ve kendisini oradan kurtarmam için çaba sarf etmemi ister. Ancak yolun uzunluğu buna mânidir.
Kardeşimiz Hâce Muhammed Sâdık’ın hizmetinize müteveccih olarak oraya gelmeyi istemesi, bu satırların yazılmasına sebep oldu ve böylece başınızı ağrıtmış oldum. Sözünü ettiğimiz bu muhtaç insan için teveccühünüzü esirgememenizi umarız. O âlimdir, yaşlı ve büyük bir zattır.
Evvel ve ahir emirde selamlar sizinle olsun.