Daimi Huzur
Huzura giden yolun ışığı olmak için çalışıyoruz...

Gençlerle İlgili Arapça Hadis-i Şerifler

0 48.112

Müslüman, diğer müslümanların elinden ve dilinden zarar görmediği kimsedir

سم الله الرحمن الرحيم

” وَماَ آتاَكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ ،
وَماَ نَـهَاكُمْ عَنْهُ فاَنْتَهُوا…”
(سورة الحشر : الآية 7)

“Rasûl, size neyi verirse onu alın..
O, size neyi yasaklarsa ondan kaçının.”
(Haşr Sûresi: Âyet 7)

 

 

* * *

 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ :
Peygamberimiz Sallallahü Aleyhi Ve-Sellem Buyuruyor ki :

İMAN

1- لاَ يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ، حَتَّى يُحِبَّ ِلأَخِيهِ ماَ يُحِبُّ لِنَفْسِهِ.
1- “Sizden biriniz, kendisi için arzu ettiği bir şeyi din kardeşi için arzu etmedikçe, gerçek mü’min olamaz”.

2- لاَ يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ، حَتَّى أَكُونَ أَحَبَّ إِلَيْهِ مِنْ وَلَدِهِ وَوَالِدِهِ وَالنَّاسِ أَجْمَعِينَ.
2- “Sizden biriniz, beni kendi evlâdından, anne ve babasından ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe, gerçek mü’min olamaz”.

3- لاَ يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ، حَتَّى يَكُونَ هَوَاهُ تَبَعاً لِماَ جِئْتُ بِهِ.
3- “Sizden birinizin arzusu, benim getirdiğime -Kur’ana- uygun olmadıkça, gerçek mü’min olamaz.”

4- اَلْمُؤْمِنُ لِلْمُؤْمِنِ كَالْبُنْياَنِ، يَشُدُّ بَعْضُهُ بَعْضاً.
4- “Mü’min, mü’min kardeşi için birbirine destek veren bir binanın tuğlaları gibidir”.

1-Buharî: İman 7; Müslim: İman 71
2-Buharî: İman 8; Müslim: İman 70
3-Nevevî, Erbaîn: 41.Hadis; Makdisî: Kitabu’l-Hucce,
4-Buharî: Salât 88; Müslim: Birr 65

 

İLİM

5- نَضَّرَ اللهُ امْرَءًا: سَمِعَ مَقاَلَتِي، فَوَعاَهاَ، وَحَفِظَهاَ، وَبَلَّغَهاَ.
5- “Allah, benim sözümü -hadisimi- işiten, bunu iyice kavrayan, ezberleyen ve başkalarına duyuran kişinin yüzünü nurlandırsın”.

6- مَنْ سَلَكَ طَرِيقاً يَلْتَمِسُ فِيهِ عِلْماً، سَهَّلَ اللهُ لَهُ بِهِ طَرِيقاً إِلىَ الْجَنَّةِ.
6- “Kim ilim öğrenme arzusuyla bir yola girerse, Allah bu sebeple ona Cennet’e giden yolu kolaylaştırır”.

7- مَنْ يُرِدِ اللهُ بِهِ خَيْراً، يُفَقِّـهْهُ فيِ الدِّينِ.
7- “Allah kimin için hayır dilerse, onu dinde fakîh -derin anlayış ve ilim sahibi- kılar”.

8- فَوَاللهِ، َلأَنْ يَهْدِيَ اللهُ بِكَ رَجُلاً وَاحِداً، خَيْرٌ لَكَ مِنْ أَنْ يَكُونَ لَكَ حُمْرُ النَّعَمِ.
8- “Allah’a yemin olsun ki; Allah’ın, senin sebebinle bir kişiyi hidayete erdirmesi, senin için kırmızı -değerli- develerin sahibi olmaktan daha hayırlıdır”.

5-Tirmizî: İlim 7; Ebu Davud: İlim 10; İbn Mace: Mukaddime 18.
6-Müslim: Zikir 11
7-Buharî: İ’tisam 10; Müslim: Zekât 100
8-Buharî: Fedâilü’s-Sahabe 9; Müslim: Fedâilü’s-Sahabe 34

KUR’AN-I KERİM

9- خَيْرُكُمْ : مَنْ تَعَلَّمَ الْقُرْآنَ وَعَلَّمَهُ.
9- “Sizin en hayırlınız: Kur’anı öğrenen ve öğreten kimsedir”.

10- إِقْرَؤُوا الْقُرْآنَ، فَإِنَّهُ يَأْتيِ يَوْمَ الْقِياَمَةِ شَفِيعاً ِلأَصْحاَبِهِ.
10- “Kur’an okuyun. Zira Kur’an, kıyamet günü Kur’an ehline şefaatçi olarak gelecektir”.

11- إِنَّ اللهَ يَرْفَعُ بِهَذاَ الْكِتاَبِ أَقْواَماً، وَيَضَعُ بِهِ آخَرِينَ.
11- “Allah, bu kitap sebebiyle -yani Kur’ana uydukları için- pek çok milleti yükseltir. Yine bu kitap sebebiyle -yani Kur’ana uymadıkları için- pek çok milleti alçaltır”.

12- تَرَكْتُ فِيكُمْ أَمْرَيْنِ، لَنْ تَضِلُّوا ماَ تَمَسَّـكْتُمْ بِهِمَا: كِتاَبَ اللهِ، وَسُـنَّةَ نَبِيِّـهِ.
12- “Size iki şey bıraktım. Bu iki şeye sımsıkı sarıldığınız müddetçe asla sapıklığa düşmezsiniz:
-Bunlardan biri: Allah’ın Kitabı –Kur’an-ı Kerim-,
-Diğeri ise: Peygamberinin Sünneti’dir”.

9-Buharî: Fedâilü’l-Kur’an 21
10-Müslim: Salâtü’l-Müsafirîn: 252
11-Müslim: Salâtü’l-Müsafirîn: 260
12-Malik, Muvatta: Kader 3; Ebu Davud: Menasik 56.

 

SÜNNET’E SARILMA

13- عَلَيْكُمْ بِسُنَّتِي، وَسُنَّةِ الْخُلَفاَءِ الرَّاشِدِينَ الْمَهْدِيِّينَ مِنْ بَعْدِي.
13- “Benim sünnetime sarılın. Benden sonra gelecek olan ve kendilerine hidayet verilen raşid halifelerin –yani dört halifenin- yoluna uyun”.

14- مَنْ أَطاَعَنِي فَقَدْ أَطاَعَ اللهَ، وَمَنْ عَصاَنيِ فَقَدْ عَصَا اللهَ.
14- “Kim bana itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur. Kim bana karşı gelirse, Allah’a karşı gelmiş olur”.

15- خَيْرُ النَّاسِ قَرْنيِ، ثُمَّ الَّذِينَ يَلُونَهُمْ، ثُمَّ الَّذِينَ يَلُونَهُمْ.
15- “İnsanların en hayırlısı:
-Benimle beraber yaşayan mü’minler “SAHABE” dir.
-Sonra onların ardından gelenler “TABİÎN” dir.
-Sonra da bunların ardından gelenler “ETBÂUT-TABİÎN” dir”.

16- مَنْ أَحْدَثَ فيِ أَمْرِناَ هَذاَ ماَ لَيْسَ مِنْهُ، فَهُوَ رَدٌّ.
16- “Kim, bizim bu işimizde -dinimizde- bulunmayan -dine aykırı- bir şey -yani BİD’AT veya HURAFE- icad ederse, bu reddedilir”.

13-Tirmizî: İlim 16; Ebu Davud: Sünnet 5; İbn Mace: Mukaddime 6.
14-Buharî: Ahkâm 1; Müslim: İmare 33
15-Buharî: Sulh 5; Müslim: Akzıye 17
16-Buharî: İman 39; Müslim: Müsakat 108

İBADET

17- أَحَبُّ اْلأَعْماَلِ إِلىَ اللهِ تَعاَلىَ: أَدْوَمُهاَ، وَإِنْ قَلَّ.
17- “Amellerin Allah’a en sevimli olanı: az da olsa devamlı olanıdır”.

18-إِنَّ أَوَّلَ ماَ يُحاَسَبُ بِهِ الْعَبْدُ يَوْمَ الْقِياَمَةِ مِنْ عَمَلِهِ صَلاَتُهُ
18- “Kulun kıyamet günü ilk hesaba çekileceği ameli: Namazıdır”.

19- صَلاَةُ الْجَمَاعَةِ أَفْضَلُ مِنْ صَلاَةِ الْفَذِّ بِسَبْعٍ وَعِشْـرِينَ دَرَجَةً.
19- “Cemaatle kılınan namaz, yalnız kılınan namazdan yirmi yedi derece daha faziletlidir”.

20-سَـبْعَةٌ يُظِلُّهُمُ اللهُ فيِ ظِلِّهِ يَوْمَ لاَ ظِلَّ إِلاَّ ظِلُّهُ: اْلإِماَمُ الْعَادِلُ، وَشـاَبٌّ نَشَأَ فيِ عِبَادَةِ اللهِ تَعَالىَ…
20- “Yedi kişi vardır ki, Allah’ın arşının gölgesinden başka hiç bir gölgenin bulunmadığı o günde -Kıyamet Günü’nde- Allah, bu yedi kişiyi arşının gölgesinde gölgelendirecektir.
-Bu yedi kişinin birincisi: Adaletli Devlet Başkanı,
-İkincisi: Allah’a ibadet ve kulluk ederek yetişen GENÇ’tir…”

17-Müslim: Salâtü’l-Müsafirîn 218
18-Tirmizî: Salât 305; Ebu Davud:Salât 145;Nesaî: Salat 9; İbn Mace:İkame 102
19-Buharî: Ezan 30; Müslim: Mesacid 249
20-Buharî: Ezan 36; Müslim: Zekât 91

HAYAT ÖLÇÜLERİ

 

21- اَلْيَدُ الْعُلْياَ خَيْرٌ مِنَ الْيَدِ السُّفْلَى.
21- “Veren el, alan elden daha hayırlıdır”.

22- اَلْحَياَءُ مِنَ اْلإِيماَنِ.
22- “Hayâ -utanma- imandandır”.

23- اَلْمُسْلِمُ : مَنْ سَلِمَ الْمُسْلِمُونَ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ.
23- “Müslüman, diğer müslümanların elinden ve dilinden zarar görmediği kimsedir”.

24- يَسِّرُوا وَلاَ تُعَسِّرُوا، وَبَشِّرُوا وَلاَ تُنَفِّرُوا.
24- “Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız… Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz”.

21-Buharî: Zekât 18; Müslim: Zekât 94
22-Buharî: İman 16; Müslim: İman 59
23-Buharî: İman 4; Müslim: İman 64
24-Buharî: İlim 11; Müslim: Cihad 5

 

GÜZEL AHLÂK

25- أَكْمَلُ الْمُؤْمِنِينَ إِيماَناً: أَحْسَنُهُمْ خُلُقاً.
25- “Mü’minlerin iman yönünden en kâmil olanı, ahlâkı en güzel olanıdır”.

26- اَللَّهُمَّ!. إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ مُنْكَراَتِ اْلأَخْلاَقِ وَاْلأَعْمَالِ وَاْلأَهْوَاءِ.
26- “Allahım!.. Çirkin ahlâktan, çirkin davranışlardan ve çirkin arzulardan sana sığınırım”.

27- اَللَّهُمَّ!. إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْعَجْزِ، وَالْكَسَلِ، وَالْجُبْنِ، وَالْبُخْلِ.
27- “Allahım!.. Acizlikten, tembellikten, korkaklıktan ve cimrilikten sana sığınırım”.

28- اَللَّهُمَّ اهْدِنيِ ِلأَحْسَنِ اْلأَخْلاَقِ، لاَ يَهْدِي ِلأَحْسَنِهاَ إِلاَّ أَنْتَ؛ وَاصْرِفْ عَنِّي سَيِّئَهاَ، لاَ يَصْرِفُ عَنِّي سَيِّئَهاَ إِلاَّ أَنْتَ.
28- “Allahım!.. Beni en güzel ahlâka ulaştır, En güzel ahlâka ulaştıracak olan ancak sensin. Beni kötü ahlâktan uzaklaştır. Kötü ahlâktan uzaklaştıracak olan ancak sensin”.

25-Tirmizî: Radâ’ 10; İbn Mace: Nikâh 4
26-Tirmizî: Deavât 127
27-Müslim: Zikir 73
28-Müslim: Salâtü’l-Müsafirîn 201

TAKVA (ALLAH KORKUSU)

29- إِتَّقِ اللهَ حَيْثُمَا كُنْتَ، وَأَتْبِعِ السَّيِّئَةَ الْحَسَنَةَ تَمْحُهاَ، وَخاَلِقِ الناَّسَ بِخُلُقٍ حَسَنٍ.
29- “Nerede olursan ol, Allah’tan kork. Her kötü davranışın ardından iyi bir amel işle ki, o günahı silsin. İnsanlara güzel ahlâk ile davran”.

30- اَللَّهُمَّ!.. إِنيِّ أَسْأَلُكَ الْهُدَى، وَالتُّقَى، وَالْعَفاَفَ، وَالْغِنَى.
30- “Allahım!.. Senden hidayet üzere olmayı, takvâ sahibi olmayı, iffetli olmayı ve senden başkasına muhtaç olmamayı niyaz ederim”.

31-لا يَبْلُغُ الْعَبْدُ أَنْ يَكُونَ مِنَ الْمُتَّقِينَ، حَتَّى يَدَعَ ماَ لاَ بَأْسَ بِه،ِ حَذَراً لِمَا بِهِ الْبَأْسُ.
31- “Kul, sakıncalı olan şeylerden kaçınmak için sakıncalı olmayan -şüpheli- şeyleri terk etmedikçe, gerçek takvâ sahiplerinin derecesine ulaşamaz”.

32- حُجِبَتِ الناَّرُ بِالشَّهَواَتِ، وَحُجِبَتِ الْجَنَّـةُ بِالْمَكاَرِهِ.
32- “Cehennem, nefsî arzularla perdelenmiştir. Cennet ise, zorluklarla perdelenmiştir”. (Cehennem’e giden yol nefsî arzular, şehvetler ve zevklerle doludur. Cennet’e giden yol ise fedakârlıklar, zorluklar ve imtihanlarla doludur.)

29-Tirmizî: Birr 55..
30-Müslim: Zikir 72,
31-Tirmizî: Kıyame 19; İbn Mace: Zühd 24. Hadis hasendir.
32-Buharî: Rikak 28

 

ALLAH İÇİN SEVGİ

33-قاَلَ اللهُ تَعاَلَى:وَجَبَتْ مَحَبَّتِي لِلْمُتَحَابِّينَ فِيَّ،وَالْمُتَجاَلِسِينَ فِيَّ، وَالْمُتَزَاوِرِينَ فِيَّ، وَالْمُتَباَذِلِينَ فِيَّ.
33- “Cenab-ı Hak bir hadis-i kudsîde şöyle buyuruyor: “Şu kimseleri sevmek bana vacip oldu. (Şu kimseleri mutlaka severim): -Benim rızam için birbirlerini sevenler…
-Benim rızam için bir araya gelenler…
-Benim rızam için birbirlerini ziyaret edenler…
-Benim rızam için birbirlerine ikramda bulunanlar…”

34- مَثَلُ الْمُؤْمِنِينَ فيِ تَوَادِّهِمْ وَتَرَاحُمِهِمْ وَتَعَاطُفِهِمْ مَثَلُ الْجَسَدِ: إِذاَ اشْتَكَى مِنْهُ عُضْوٌ تَداَعَى لَهُ ساَئِرُ الْجَسَدِ بِالسَّهَرِ وَالْحُمَّى.
34- “Müminler, birbirlerini sevme, birbirlerine merhamet etme ve birbirlerine şefkat gösterme konusunda bir vücut gibidirler. Vücudun bir organı rahatsız olsa, diğer organlar uykusuzluk ve hararette ona ortak olurlar”.

35- لاَ تَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتَّى تُؤْمِنُوا، وَلاَ تُؤْمِنُوا حَتَّى تَحَابُّوا.
35- “İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de gerçek mümin olamazsınız.”.
36- اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ.
36- “Kişi, -kıyamet günü- sevdiği kimse ile beraberdir”.

33-Malik, Muvatta: Şiir 16.
34-Buharî: Edeb 27, Müslim: Birr 66
35-Müslim: İman 93
36-Buharî: Edeb 96, Müslim: Birr 165

 

MERHAMET

37- مَنْ لاَ يَرْحَمْ لاَ يُرْحَمْ.
37- “Merhamet etmeyene merhamet edilmez”.

 

38- إِنَّماَ يَرْحَمُ اللهُ مِنْ عِباَدِهِ الرُّحَماَءَ.
38- “Allah, kullarından ancak merhamet edenlere merhamet eder”.

 

39- إِرْحَمُوا مَنْ فيِ الأرْضِ، يَرْحَمْكُمْ مَنْ فيِ السَّمَاءِ.
39- “Yeryüzünde olanlara merhamet edin ki, gökyüzündeki (melekler) size merhamet etsin”.

 

40- لَيْسَ مِنَّا مَنْ لَمْ يَرْحَمْ صَغِيرَناَ، وَلَمْ يَعْرِفْ حَقَّ كَبِيرِناَ.
40- “Küçüğümüze merhamet etmeyen ve büyüğümüzün hakkını bilmeyen bizden değildir”.

* * *

37-Buharî: Edeb 18; Müslim: Fedâil 65
38-Buharî: Cenaiz 32; Müslim: Cenaiz 9
39-Tirmizî: Birr 16
40-Tirmizî: Birr 15; Ebu Davud: Edeb 58

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.