Daimi Huzur
Huzura giden yolun ışığı olmak için çalışıyoruz...

Abdulbaki Hazretleri

0 100

Bu Tarikat-ı Nakşibendiye’nin gayesi Cihad’tır. En büyük cihad nefis ve şeytan üzerinedir. İlk önce insan kendi nefsine dikkat etmesi gerekir.

Hepiniz hoş geldiniz, safalar getirdiniz. Biraz daha öne gelseniz iyi olurdu.

Bu Tarikat-ı Nakşibendiye’nin gayesi Cihad’tır. En büyük cihad nefis ve şeytan üzerinedir. İlk önce insan kendi nefsine dikkat etmesi gerekir. Nakşibendilerin amelleri, zikirlerinin gayesi kalb hidayeti içindir. Peygamber(sav)”Vucud ta bir et parçası vardır o kalbdir. Kalb hidayet bulursa bütün vucud hidayet bulur” buyuruyor. Kalb ifsad olunca bütün vucut ifsad olur. Kalb hidayet bulunca bütün vücud hidayet bulur.Bu Tarikat-i Aliyye’nin hedefi kalbin hidayetidir.Bu tarikatı aliye kalbin takvasıdır. Hedef niyettir. Niyet olmayınca hedef olmaz.

Şeytan ve nefis çok büyük düşmandır. Kedi nasıl fareyi delikten gözetliyor, nefes bile almıyor, ses çıkarmıyor, fare kendisini bilmesin, çıksın diye. Şeytan ve nefiste öyledir. Şeytan da aynı kedi gibi nerede nokta görürse oradan vurur.

Niyeti daima kontrol etmek lazım. Kibir, gurur gibi hasletlere dikkat etmek lazım.
Peygamberimiz (sav) buyuruyor ki: “Bütün ameller niyete bağlıdır.” Niyet, Allah (cc) rızası için olursa, ameller makbuldür, olmazsa salih olmaz. Dünya bir imtihan yeridir. Niyeti daima kontrol etmek lazımdır. Bunun için niyeti Allah (cc) rızası için olsun. Peygamberimiz (sav) “Dünya muhabbeti bütün kötülüklerin anasıdır” buyurmuştur.

Allah (cc) dünyaya lanet etmiştir. Dünya mel’undur. Sabah kalkarken, elbise giyerken, ayakkabıyı giyerken bir dakika-iki dakika Ya Rabbi ben senin için çalışıyorum. Sen rızkımızı vermeyi vaad etmişsin. Bundan şüphem yok. Ailemin rızkını kazanmak için çalışmamı da vacip etmişsin. Onun için çalışıyorum Ya Rabbi derse sabahtan akşama kadar seccadede gibi ibadet yazılır. Hem dünya işlerini kazanır hem de ibadet sayılır.

Bakıyoruz dünya küfrün denizi olmuş. İnsan hem kendini kurtarmaya gitsin hem de insanları kurtarmaya gitsin.Bütün dünyanın hidayetine vesile olsa kendisi hidayet olmasa bir şey yapmış olmaz. Bir insan bir kimsenin namaz kılmasına, hidayetine sebep olmuş, onun sevabı kadar kendisi de sevap kazanır. Bu büyük bir kazançtır. Büyük bir fabrikadır. Gece de gündüz de çalışmak lazım.

Biz bakıyoruz ki peygamber (sav) in gösterdiği yol biz bu yolu görüyoruz. Bu Tarikat-i Aliyye’de niyeti de işi de aynıdır. Kıyamete kadar elle vucudla dille kalble üzerinde duralım. Bu din-i İslam’ın en doğru şeklini Allah (cc) bize nasip etmiş, sağlam tutalım, bozulmasın. Tarikat bozulmaz insan bozulur. Bir insan niyetine göre düzgün veya bozuk olur. niyet kalb ile olur. Allah (cc) kandırılamaz. Allah (cc) kalbi biliyor, kalbe bakıyor. Bir insan, insanı kandırır, Allah (cc) nü mümkün değil, sağlam olması lazım. Allahu Teala (cc) olsun millet için şu için bu için daima sağlam olmak lazım.

Niyeti Allah (cc) rızası için yapmak lazım. Kuvveti o veriyor. Bütün peygamberler günahsızdır. Allah (cc) musibeti sevdiklerine verir. Sabretmek lazım, her şey bize Allahu Teale (cc) veriyor. Veren O?dur. Her şeyi ile O?dur. Gavs (ks) diyor ki: “Şeytanların hepsi istirahata girmiş insan şeytanın vazifesini almış.” Akrabası olsun, komşusu olsun, tanıdığı olsun, anası olsun, babası olsun, kardeşi olsun, insan insanı bozuyor. Kimsenin, lafını dinlememek lazım. Allah rızası için yapmak lazım.

Peygamberimiz (sav) kendi ümmetinin üzerinde çok duruyor. Kendi nefsinden fazla ümmetini düşünüyor. Bütün peygamberler kendi nefsini kurtarmaya çalışıyor sadece bizim peygamberimiz ümmetini kurtarmak için çabalıyor. Bunun için mutabat lazım. Allahu Teala (cc) bize bu vazifeyi vermiş. Onun için çalışmak lazım. Yüzümüzün beyaz olması için çalışmak lazım. Bu çalışma da dünyada olur. Ahirette çalışma yoktur, amel yoktur, tövbe yoktur. Biz pişman olmadan pişman olalım. Ahirete gitmeden dünya da pişman olalım.

Ahiret düşünülürse dünya gibi, dünayada da ahirette de illa para lazım. Para yoksa elbiseyi nasıl alacak, yiyecek nasıl alacak, ahirette de zengin olana hürmet edilir. Ahiret parası olana Allahu Teala (cc) makamat verir, kapılar açılır, ahiret parası için, ameli salih için. Dünayada hangi fakir, reisi cumhura, başbakana gitmiş. Ahirette de öyledir. Ahiret zengini de dünya zengininin dünyada keyf ettiği gibi ahirette keyf yapar.

Dünya geçicidir. Ahiret kalıcıdır. Dünya da çok yaşasa yüz sene! On beş sene çocukluğa geçiyor, bir şey anlamıyor. Seksen beş senenin yarısı yatmaya gider. Kalıyor kırk iki-kırk üç senesi onu da dünya laklakaya giderse yazık olur. Kefen de kaç gün de bozulur gider, çıplak kalır, rezil olur, ama insan ameli salihle giderse makamat olur.Ameli Salih Allah(cc) için olandır.

Gavs (ks) buyurdu “İnsan Allahu Tealaya (cc) inanmıyor, gönderdiği elçiye de inanmıyor, ulemaya, Kuran-ı Kerim’e de inanmıyor. Nasıl olur” Bir çocuk söylese bu delikten yılan girmiş, yılanın korkusundan o delikten elini sokmaz.

Allahu Teala (cc) kıyamet olacak buyuruyor. Cehennemi bildiriyor. Sanki hiç işitmemiş, inanmıyor. Dikkat etmek lazım. İnanmak lazım. Belki de o delikten hiç girmemiş, ahiret ateşi yedi defa kevserde yıkandıktan sonra dünyaya gönderilmiş. Cehennem ateşi çok siyahtır. Harareti çok olduğundan siyahtır. Çay gibidir. Nasıl çay demi fazla olunca koyu olur, cehennem ateşi de öyledir. Bir nokta ateş cehennemden dünyaya gelse dünyayı silip götürür.

İnsan bir düşünüp kendi nefsi ile meşveret etmek lazım. Gavs (ks) diyor ki:Bir genç dağa gitmiş yalnız bir kız onunla zina etmek istemiş, genç kendi nefsine demiş, bu birkaç dakika da biter. Sen cehennem ateşine nasıl dayanacaksın? Bir kibrit yakmış elini tutmuş iki dakika dayanamamış, yara olmuş. Genç :”ey zalim nefsim! Sen kibritin ateşine iki dakika dayanamıyorsun, cehennem ateşine nasıl dayanacaksın” demiş oradan uzaklaşıp gitmiş.?
Allah (cc) muhafaza etsin sadatlar böyle emretmiş. Bu Nakşibendi kıyamete kadar devam eder. Niyetini sağlam tutmak lazım. Dünyaya kapılmamak lazım. Niyet Allah (cc) rızası için olmak lazım. Niyet Allah (cc) için olursa o, dünya sayılmaz. İnsan ne kadar çalışırsa çalışsın Allah (cc) onu affetmezse kurtulamaz.

Bir evliya vardı. Beş yüz sene ibadet yapmış, bir nokta kadar gaflette olmamış. Vefat etmiş, Allahu Teala (cc) onu çağırmış, beş yüz sene amel yaptın, ibadet yaptın sana amellerinle mi mükafat verelim, affederek mi mükafat verelim?? Ya Rabbi beş yüz sene ömür verdin senin yolundan hiç çıkmadım. Amellerimle mükafat ver. Allahu Teala (cc) meleklerini çağırmış ne kadar ameli varsa hesap edin nimetlerimizi de hesap edin denkleştirin ona göre mükafat verin. Bir göz için beş yüz sene ibadeti karşılamış. Öbür nimetlerinin mümkün verecek kadar beş bin sene ömrü olsa insan takati olmaz.

Allahu Teala (cc) buyurmuş: Onu cehenneme atın da nimetlerimi bilsin. Sonra amellerinin karşılığını verin.

Allahu Teala (cc)’nen affı çok büyüktür. Allahu Teala (cc) affı yüz kısımdır. Bir kısmı dünyaya gelmiş, doksan dokuzu ahirete kalmış. Allahu Teala (cc) rahmediyor, rahmeti olmasa Ehl-i Küfrü, hayvana çevirir. Ehli küfrede o bir rahmetle,dünya malını veriyor, akıl veriyor, hanım veriyor, doksan dokuzunu ahirete bırakmış Müslümanlar için hepsi ehli iman için. İnsan bir mıskal-i zerre kadar imanını kurtarıp ahirete giderse büyük bir müjde vardır, imansız giderse rahmet yoktur, şefaat yoktur, hiçbir kurtuluş yoktur.

Çalışmak lazım, sadatın yolundan ayrılmamak lazım, gayret göstermek lazım. Onların yolundan ayrılmamak lazım. Evlattır, daima ters giderse baba ona bir defa bakar, iki defa affeder, üç defa affeder, hata hata, olmaz. İnsan, hatasız olmaz. Hatasız, meleklerdir. Hatasız, peygamberlerdir.
Şeytan, nasıl hata yapmış. Hata değil, Allah (cc) istedi. Allahu Teala (cc) nın cennetten kovmasına sebep olmuş. Hatalar, bilmeden, unutarak olursa, sadatlar ona bakmaz. Nefisle, kibirle yapılırsa olmaz.

Sadat-ı Nakşibendi’nin birisi, rüyada görmüş:

Peygamberler geçiyor. Herkes ümmetini almış. Ben de tam asfaltın kenarında çamura girmiş, boğazıma kadar çamura batmışım Baba Adem geçti. Yardım istedim, bakmadı. Peygamberler geldi, geçti. Evliyalar geldi, geçti.

Tam ümidimi kestim, çok üzüldüm. Bir baktım sofi gibi birisi tek başına, elini sırtına koymuş, kubar kubar geziyor. Hiçbir peygamber, hiçbir evliya kurtarmadı, bu mu kurtaracak? Tam başıma geldi. Ben seni kurtarayım mı?? hemen elini uzattı, asfaltın üzerine çıkardı. Haydi gidelim! dedi. Ben bir sorayım dedim. Bu kimdir? dedim: Kurban sen kimsin? Dedi: Ben Şah-ı Nakşibendim. Kurban sizin isminiz dünya da çok büyüktü, çok hulafalarınız,salikleriniz, sofileriniz vardı, onları bırakıp nereye gidiyorsunuz?

Cebinden bir kutu çıkardı. Dediki: Bütün halifelerimiz,saliklerimiz, sofilerimiz bu kutunun içinde. Haşr,hesab,mizan göstermemek için Allahu Teala (cc) şefaat taleb ettik Allah(cc)da kabul buyurdu, cennete sokmak için bu kutuya koydum.

İnşallah, biz de o kutuya gireriz. Çalışmak lazım ama. İnşallah büyük bir ümidimiz vardır.
Allahu Teala (cc) inşallah bizi o yoldan ayırmasın, o yolun mükafatını bize versin.
Allahu Teala (cc) bize nasip etmiş, bu yoldan ayırmasın. Gaye, bu Tarikat-i Aliyeyi götürmek. Biraz gayret göstermek lazım.

Ezan okunuyor. Hiçbir şey olmaz. Gavs (ks) buyurdu. Bir hırsız vardı. bal çalıyordu.Bir petek temin etti. Peteğe döndü ve arılara :Siz vız vız edin sakın ölmeyin ben sizin yiyeceğiniz balıda,kendim içinde getiririm.?

Siz de ölmeyin. Sadatın balı çoktur. Çok çalışmak lazım. Onlar hemen arıyor. Gündüz gece müşteri arıyor. Bal satmak için.
Allahu Teala (cc) bize müşteri göndermek nasip etsin.
Allah (cc) yardımcınız olsun!

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.