Daimi Huzur
Huzura giden yolun ışığı olmak için çalışıyoruz...

74. MEKTUP

0 100
74. MEKTUP
·         Mirza Bedî’u’z-Zaman’a yazılmıştır
·         Hak dostların, sevmeye, onlara yönelmeye ve Şeriatın Sa­hibine tâbi olmaya teşvik
                Allah Celle Celâluhû’ ya hamd olsun, nazik bir üslup ile yazılmış o güzel mektubunuz vasıl oldu. Biricik mutluluk sermayesi olan Hak aşıklarına gösterdiğiniz muhabbet ve dervişlere sergilenen teveccüh mektubunuzun muhtevasından da anlaşılmaktadır.
                Dervişler dâima Allah Sübhânehû ile beraber olan Hak dostlarıdır. “Onlar öyle bir topluluktur ki onlarla hemhal olan âsî olmaz.”1 Nitekim Resûlullah (s.a.v.) Muhacirlerin fukarâsı hürmetine Allah Teala’dan istekte bulunurdu.2
                Yine Resûlullah (s.a.v.) o fakirlerle olarak şöyle buyurmuştur:
“Saçı başı birbirine karışmış ve kapılardan kovulmuş nice kişiler vardır iı şayet Allah’a yemin etseler istekleri derhal kabul edilir onları yeminlerinde yalancı çıkartmaz” 3
 
                Şerefli mektubunuzda “dünya ve ahiretin hâkimi” şeklinde bir ifade vardır. Bu yalnızca Vâcibu’l-Vücûd Cenâb-ı Hak için kullanıla­bilecek bir ifadedir. Hiç bir şeye gücü yetmeyen âciz bir kul hangi açıdan Allah Celle Şânuhû ile ortaklık arzulayabilir? Ve böyle bir kul; ister hakîkî anlamda isterse mecazî anlamda olsun, özellikle de hâkimiyetin ve mülkiyetin “Din Günü’nün Sahibi’ne” ait olduğu uhrevî boyutla ilgili olarak nasıl müstakil olmaya çalışır?
                O gün Hak Sübhânehû “Bugün hükümranlık kimindir” (Mümin: 16) şeklinde nida buyurur ve cevabını da kendisi verir: “Kahhâr olan tek Allah’ındır!” (Mümin: 16) O gün kullar, sadece korku, dehşet, piş­manlık ve hüzünle yüz yüzedir. Allah Sübhânehû Kurân-ı Kerîm’inde o günün şiddetinden ve mahlûkâtın karşılaşacağı sıkıntılardan söz ederek şöyle buyurur:
                “Şüphesiz o kıyamet gününün sarsıntısı çok büyük bir şeydir. Onu gördüğünüz gün, her emzikli kadın, emzirdiği çocuğunu unutur; her gebe çocuğunu düşürür; insanları sarhoş görürsün, oysa sarhoş değillerdir ama Allah’ın azabı şiddetlidir (bu dehşetli azap, onların akıllarını başlarından almıştır.)” (Hac: 1-2.)
                                O gün herkes sözl ve davranışlarından hesaba çekilir!
                                Akıl sahiplerinin kalpleri yanıp erir!
                                Tüm peygamberler bile dehşete düşer;
                               İşlemiş olduğun günahlara ne mazeret bulacaksın?!
                               Ne yapacaksın?!
                Bir nasihatim de şudur: Şeriatın Sahibi (s.a.v.) Efendimize mutla­ka ittibâ etmek gerekiyor. Bu olmadan kurtuluş muhaldir. Dünyanın şatafatına ve debdebesine iltifat etmemek; dünyalığın varlığına ya da yokluğuna aldırış etmemek gerekir. Çünkü dünya Allah Teâlâ’nın öfke nefretine uğramış olup Onun katında hiçbir kıymeti yoktur. Kullar için dünyalığın olmaması olmasından daha hayırlı olmalıdır. Dünya­nın vefasızlığı ve çabucak elden çıkıp gittiği herkesin bildiği ve hep gördüğü bir husustur. Bu dünyadan geçip giden daha önce yaşamış olanların durumuna bakıp ibret alın.
                Allah Sübhânehû sizi ve bizi Peygamberlerin Efendisi’ne (s.a.v.) tâbi olmaya muvaffak kılsın.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.