68. MEKTUP
68. MEKTUP
· Han-ı Hanan a yazılmıştır
· Zenginlere yakışan tavrın tevazu, fakirlere yakışan tavrın da tok gözlülük olduğu
Hayır Allah’ın yarattığındadır ey aziz kişi!
Tebliğin gerekleri ne ise onu belirttim;
Bundan ya faydalı bir öğüt alırsın ya da sıkılırsın.
Zenginlerin tevazuu ve fakirlerin de tok gözlülüğü beğenilen hasletlerdendir. Zira tedavi ancak zıt şeylerle olur. Oysa maksadınız tevazu da olsa, yazdığınız üç mektupta da minnetsizlik (istiğna) hali hissedilmekteydi. Mesela son mektubunuzda hamd ve salattan sonra “bilinsin ki…” ifadesi yer alıyordu. Bu gibi ifadeler üzerinde iyice düşünülmeli, mektubun kime yazıldığına ve kime gönderileceğine dikkat edilmeli! Evet, dervişlere çok hizmetiniz oldu, fakat verim alabilmek için edebe riayet etmek de görevimizdir. Aksi takdirde boşa kürek çekilmiş olur.
Evet Allah’ın takva sahibi kullan tekellüften uzak dururlar. Ama şu da bir gerçek ki, kibirliye karşı kibir göstermek sadakadır. Bir şahıs Bahauddin Nakşibend hazretleri için; “O kibirli bir kimsedir,” deyince, Nakşibend Hazretleri “Benim kibrim Allah’ın büyüklüğünden ileri gelmekledir” diye cevap vermiştir. Hiç kimse Nakşileri bayağı kimseler zannetmesin. “Kapılardan kovulan nice pejmürde inşan vardır ki, eğer Allah ‘a yemin etse Allah onun yeminini yerine getirir.” 1 hadisi meşhurdur.
İçimdekilerin çok azını ifade ettim, çünkü korktum
Usanmanızdan; yoksa söylenecek o kadar çok söz var ki!
Sizi seven samimi ve değerli kardeşlerimizin, gerçeğe uygun ve iyi düşünen kimselerden olması gerekir. Ve size her şeyi gerçekte olduğu gibi aktarmaları ve istişarelerde kendi çıkarlarını değil; sizin yararınızı gözetmeleri gerekir. Zira kendi çıkarlarını göz önünde bulundurmaları bir ihanettir.
Bu yolculuğumuzun maksadı, size faydalı olacak bazı şeyleri arz etmekti. Ne var ki, sevenleriniz sizinle yüz yüze görüşmeme fırsat vermediler. Kusuru bende aramayın. Bu sözler ilk bakışta acı görünse de, şunu bilin ki, sizi öven ve size yağ çekenler çoktur. Başlangıç olarak söyleyeceklerim bunlardan ibarettir. Bu konuda onlarla yetinin.
Dervişlere muhabbetin maksadı, gizli kusurlardan ve insanın içine yerleşmiş kötü huylardan haberdar olmaktır. Fakat bilinmelidir ki, bu sözleri söylememiz sizi rencide etmek için değil, bilakis kalbinizi dağlamak ve nasihat etmek içindir. Şuna kesin olarak inanıyorum ki, eğer Muhammed Sıddık bir gün önce burada olsaydı her halükarda bu fakiri bizzat kendisi size ulaştırırdı. Fakat onu Serhend yolunda gördüm.
Bunları hoşgörü ile karşılayacağınızı umuyorum. Hayır Cenab-ı Hakk’ın takdir buyurduğundadır.