192. MEKTUP
MEVZUU : Sorulara cevaplar.
***
NOT : ÎMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu, Şeyh Bediüddin Seharenfurî’ye yazmıştır.
***
On birinci arzuhalde, Şeyh Muhammed Bakibillah’a yazılan şu Cümleyi sormaktadır:
– Sıddk-ı Ekber’in r.a. makamından âlâ ve müzeyyen makavusul müyesser oldu.
Ve bu kelâmın:
— Manası nedir?.
Demektedir.. Yani: Değerli Reşid Şeyh Bediüddin kardeş.. Allah-ü Taâlâ seni irşad eylesin.. Bilesin ki,
Bu ibarede, fazilet vehmini veren bir manaya yer veremeyiz.. Kaldı ki, o cümlede, öyle bir manaya yer versek bile:
— Eyzan. (önceki gibi.)
Tabiri vaki olmuştur. Bu manada derim ki:
— O arzuhalde ve diğerlerinde, bu gibi sözler, şeyhime yazılıp arz edilen vakıalar cümlesindendir. Bu büyükler arasında mukarrer bir durum vardır ki, vakıalardan (rüyalardan) salike her ne hâsıl olursa., hiç sakınmadan onu şeyhine açması gerekir; ister sağlam, ister çürük.. Eğer sağlam değilse, bunlarda tevil ve tabir ihtimali vardır. Durum böyle olunca, elbette izharı lâzımdır. Bizim içinde bulunduğumuz hale göre, böyle bir mananın mülâhazasında mazhur yoktur.
İkinci bir hal yoluna gelince., Şöyle ki:
Cüz’iyat kabilinden bir cüz’î iş için; nebinin gayrına nebiden fazilet yönü ile üstünlük taHakkuk etmesine cevaz verilmiştir. Bunda hiç bir beis görmemişlerdir. Nitekim, peygamberlerden olmadıkları halde, şühedanın şanında bir ziyadelik vaki olmuştur.. Halbuki, külli manada, fazilet peygamberlerindir. Onlara salât ve selâm..
Anlatılan manaya göre, nebinin gayrı olan salike böyle cüz’î bir manada seyir vaki olursa., salik dahi kendisini âlâ makamda görürse., caiz olur.. İsterse bu makama vusulü, peygambere mütabaatı vasıtası ile olsun.. Kaldı ki, nebinin o makamda tam bir nasibi vardır.. Bu mana hükmü şu hadis-i şerifte vardır:
— «Bir kimse, güzel bir âdet meydana getirirse, onun ecri kendisinedir; kıyamete kadar onunla amel edenlerin ecri dahi onadır.»
Üstte anlatılan cüz’î fazilet, nebiye nazaran, nebinin gayrına olunca, nebinin gayrına nazaran caiz olması evlâ yoldan olur.. Bunda şaşırtıcı bir durum yoktur.
Vesselâm..