Daimi Huzur
Huzura giden yolun ışığı olmak için çalışıyoruz...

13.Beyt

0 202

Risale-i Kudsiyye 13.Beyt

 

اَدِرنَه دَه خُصُوصَا كَمْتَرْ عِصْمَتْ ، ،كِه سُلْطَانْ جَامِعِنْدَه دِرْ اِقَامَتْ
دُعَاىِ پَادِشَاهْلَه اِسْتِقَامَتْ ، اِيدَرْ لَيْلُ نَهَارْ يُوقْ اَصْلَا غفْلَتْ
تَوَجُّهْ اُوزْرَيِمْ حَقَّه كِيدَه لِم ، جَمَالِ بَاكَمَالَه سَيْراِيدَه لِمْ

Edirne’de hususa bu kemter İsmet
Ki Sultan Cami’indedir ikamet

Dua-yı padişahla istikamet
Eder leyl-ü nehar yok asla gaflet

Teveccüh üzreyim Hakk’a gidelim
Cemâl-i bâkemâle seyredelim

Osmanlı imparatorluğu zamanında Edirne mühim şehirlerden bir tanesi idi. İslâm büyükleri ve padişahları orada ikamet ederlerdi. Risale-i Kudsiye’nin sahibi İsmet Efendi Baba (Kuddise Sirruhu) aslında Yanya’lı idi. Yanya Yunanistandadır.

Oradan Mekkeye gitti. Orada Abdullah Mekkî (Kuddise Sırruhu) Hazretlerine intisab etti. Onun tarafından yetiştirildi ve şeyh oldu. Şeyhi tarafından Edirne’ye gönderildi. Sonra istanbul’daki müridleri onu İstanbul’a almak istediler.

O da Koca Mustafa Paşa’ya geldi. Orada iken de kendi adı ile anılan tekkeyi aldı ve vakfetti. Sonra buyurdu ki tekkeyi buldunuz ama şeyhi kaybedeceksiniz. Böylece öleceğine işaret etmişti. Bunları anlatmakla Risale-i Kudsiyye sahibi Büyük Şeyh Efendi (Kuddise Sirruhu) Hazretlerini biraz tanımış olduk.

“Edirne’de hususa kemter İsmet”

“Ziyade noksan olan İsmet (Kuddise Sirruhu) bahusus Edirne vilâyetinde vazife görüyor.”

Bakınız İsmet Efendi Baba kendisini ziyade noksan olarak vasıflandırıyor. Fakat biz kendimize noksan diyemiyoruz niçin? Noksan olduğumuzdan. O tam olduğu için noksan diyor kendine. ALLAH’dan (Celle Celalühü) başka herkes aslında noksandır. Kendimize güvenecek hiç bir şeyimiz yok. Ancak ALLAH’a güvenmemiz lâzımdır.

“Ki sultan camiindedir ikamet”

“Sultan camiinde ikamet ediyordu, duruyordu.”

İkamet: Durmak.

“Duayı padişahla istikamet,

Eder leyl-ü nehar yok asla gaflet”

“Gece gündüz padişaha dua etmeye devam ediyordu. Bundan da asla gaflet etmezdi.”

İstikamet: Doğrulukla,
Leyl: Gece, Nehar: Gündüz, Gaflet: Unutmak.

“Teveccüh üzreyim Hakk’a gidelim. Cemal-i ba kemâle seyridelim.”

Teveccüh üzreyim: Ona Teveccüh ediyorum. Ona kalbimle yönelmişim. Teveccüh, bir gönül muamelesidir.

Yani İsmet Efendi (Kuddise Sirruhu) Hazretleri Abdülmecid Hana bütün kalbiyle yönelmiştir. Çünkü İslâm devletinin başında devamlı böyle bir kimsenin olmasını istemektedir. Eğer hakiki bir müslüman idareci olmaz ise dindar insanlar rahat edemez

“Kâfirler de birbirlerinin yardımcılarıdır. Eğer siz emre-dildiğiniz gibi yardımlaşmazsanız, yer yüzünde bir fitne (islâm zafiyeti) ve büyük bir fesad (küfür hakimiyeti) oIur.” (En-fal Suresi:73)

Bu ayeti bilmeli. Eğer müslümanlar birbirleriyle yardım laşmazsa yeryüzünde fitne olur, yani islâmiyet zayıflar fesad-ı kebir olur küffar kuvvetleşir.

Bir farz, bir sünnet, bir edep terkedilse, bir kadın çarşafını çıkarsa, bir erkek sakal bırakmasa, bir şahıs namazını terk etse, oruç tutulmazsa, zekât verilmezse yani şeriatın emirlerinden bir tanesi dahi yapılmazsa İslâm zayıflar, küfür kuvvetleşir.

Kâfirler kâfir oldukları hâlde birbirlerini tutarlar. Müslümanlar müslüman oldukları hâlde birbirlerini tutmasalar olur mu? İslâm kardeşliği olmayınca İslâmiyet zayıflar.

Bu beyitte İsmet Efendi Baba (Kuddise Sirruhu) , Sultan Mecid’e dua ediyor. Bu padişah da İstanbul’da yatıyor. Bütün Osmanlı Padişahları İslâm’ın onlara verdiği heybet ile bütün kâfirleri korkudan titretiyorlardı.

Rum Kayseri tarafindan Hz.Ömer`e bir elci gönderildi.Elci Medine-i Münevvereye geldi.O zamana kadar hic gelmemisti,bindigi atin egeri altindan idi.Böyle debdebeli bir yürüyüsle Medine-i Münevvereye girdi ve: “Devlet reisiniz nerede?” diye sordu.

Padisahlarin sarayi gibi saray ariyordu.Bir nene karsisina cikti”beni takip et padisahimiza götüreyim”dedi ve hurma agacinin altinda yatan Hz.Ömer`in yanina getirdi.

Elci:Hz.Ömer`i gördügüne titremeye basladi ve kendi kendine”Ben nereye elci olarak gönderildi isem,Padisah gibi azamet sahibi oluyordum,bu sahis uykuda bense ondan korkuyorum.”dedi

“Iste maneviyat bambaska bir seydir onun karsisinda durulamaz.”Hazreti Ömer uyandi ve ona islami teblig etti sonundada elci müslüman oldu.

Bizim ismimiz seriatci oldugu gibi kendimizde tam seriatci olsaydik is tamam idi.Amma tam degiliz ALLAH-ü Teala tam etsin.Zira Mevla Teala seriati tam manasi ile yasayan kimsenin arkasindadir.Nitekim Rasulullah (Sallallahü Aleyhi v Sellem) Efendimizin su hadis-i serifi bu manaya isaret eder;

Cabir (Radiyallahü Anh)den rivayetle Resullullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) söyle buyurdu:”Benden önce kimseye verilmemis olan bes sey bana verildi:

1.Bir aylik mesafeden (benden)korkulmak suretiyle yardim olundum.

2.Yeryüzü bana mescid ve temizlik vasitasi kilindi.Ümmetimden kime namaz(vakti) ulasirsa(orada)namaz kilsin.

3.Ganimet benden önce kimseye helal olmamisken bana helal kilindi.

4.Bana,sefaat (etme yetkisi) verildi.

5.Peygamberler hassaten yanliz kendi kavmine gönderildi,ben ise,bütün insanlara gönderildim.”(Zübdetül Buhari,Hadis no:131)

Hadis-i Serifte gecen (اُعْطِيتُ)ne kelimedir?If`al babindan mazinin mechulü nefsi mütekellim vahdedir.(اَعْطَيْتُ ) ise malumudur.Iste sarf ve nahif kitaplarini okumasaydiniz bunu bilemezdiniz.Bir aylik mesafe uzakliginda bulunan düsmanlar onun ismini duyduklarinda korkarlardi.Koca dünya onun icin mescid ve temizlik vasitasi kilindi.

Halbuki evvelki ümmetlerin namazlari ancak mescidde kilindiginda kabul olunurdu.Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ve onun ümmeti olma hasebi ile de bizler namaz vakti girdiginde yolculuk veya baska bir sebepten dolayi mescide gidemiyorsak bulundugumuz yerde kilariz.

Su da varki cemaatle namaz kilmak sünnet-i müekkededir.Farz diyenler de vardir.Yeryüzünün temizlik vasitasi olmasi ise ,su bulunmadigi zaman toprakla teyemmüm yapilmasidir.

Evvelki Peygamberler harp sonucunda ele gecen ganimet mallarini bir yere yigarlar sonra gökten bir ates inip onlari yakardi.Eger szdirilmeden calinma olayi olursa calinan ganimet bulunup digerleri arasina konulmadigi müddetce ates inmezdi.Bizlere ise ganimet mali helal kilindi.ALLAH-ü Teala diledigini yapar.

“Sultan odur her ne isterse olur”

“Alemi bir anda viran eder.”

ALLAH-ü Teala bütün alem-i bir anda viran eder kimsenin birsey demeye hakki yoktur.

“Tevrat indirilmeden önce (Yakup`un nefsine haram kilindigindan baska) yiyeceklerin hepsi Israilogullarina helal idi.”(Ali Imran Suresi:93 den)

Ayet-i celilede buyuruldugu üzere Beni Israil`e bütün yiyecekler helal iken Mevla Teala`nin cizmis oldugu ser-i hududu asmalari sebebiyle bir cok yiyecekler haram kilindi.Efendimizin Peygamber olarak gönderilmesiyle o haram kilinan yiyeceklerin cogu tekrar helal kilinmistir..

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.