16.beyt
Risale-i Kudsiyye 16.beyt
3. BAB
(Bu bölüm) Risale-i(Kudsiye)nin ,yazılması sebebine ve isimleridirilmesine beyan eder.
(Beyt-16)
“Sene bin iki yüz yetmiş bir idi”
“bin ikiyüz yetmiş bir senesi idi”
“Muharremden dahi gün onbir idi”
“Muharrem ayının da on birici günü idi”.
“Budur galib o günlerden biri idi”
“Gece idi gönülde dert bir idi”
“Dediler gel aziz Hakk’a gidelim,”
“Cemali ba kemali seyr idelim”
Yarabbel Âlemin!Hepimiz sana sığındık kendimizi sana emanet ediyoruz.İmanımızı, amellerimizi,namusumuzu şerefimizi sen muhafaza eyle ,sen daimi ,bâki ve muhafızsın.
Neden söylüyorum bunları çünkü insanlar kaymak için bahane arıyorlar .En ufak fırsatta İslâmdan hemen taviz veriyorlar.İnsanlar ölümlerine çok var zannediyorlar.
Halbuki ölüm aniden geliveriyor.Yani insan demiyorki belkide ölümüme çok az kalmıştır,aman kaymayayım.Kimi çarşafını ,çıkarırı kimi şalvarı cübbeyi çıkarır.Biraz buna sabretsek ölüm bizi iyi bulacak.
şu ayet-i kerime de buyuruluyorki;
“Sakın ölmeyin ancak müslümanlar olarak ölün”.(ali imran:102)
Risale-i Kudsiyyedeki beytimize başlayalım:
“Sene bin iki yüz yetmiş bir idi”
“Bin ikiyüz yetmiş bir senesi idi”
Bu hicri tarihtir.Hicri tarihin başlangıcı Peygamber efendimiz (salALLAHu aleyhi ve sellem)in Mekke’den Medine’ye hicret etmesi olarak alınmıştır.Şu hâlde bu eserin yazılmaya başlanmasına kadar ,Efendimizin Mekke’den Medine’ye hicret ettiği günden 1271 sene geçmiştir.
“Muharremden dahi gün onbir idi”
“Muharrem ayının da on birici günü idi”.
Muharrem hicri ayların birincisi olup ilk günü müslümanların yılbaşısıdır.Hicrî günün hürmetine bir tavuk dahi kesmezler.Amma Hazreti İsa’nın doğumuyla başlandığı söylenen milâdi yıl başında dünya ayağa kalkar.
Bir peygamber doğum günü günah işleyerek kutlanır ve bunun aleyhine konuşana karşı çıkarlar.Sağmalcılarda bir kere vaaz ettiğimde bir polis gelerek”Sen yılbaşı aleyhine konuşuyormuşsun öylemi?”diye sordu Ben de: konuşsam ne olur siz Hıristiyan mısınız?”dedim . O da “sormayın ,neyiz belli değil” dedi.
“Budur galib o günlerden biri idi”
“Kuvvetli olan zannıma göre Muharremin onbiri idi.Evet o günlerden biri idi”
“Gece idi gönülde dert bir idi”
“Gece idi kalpde yanlız Mevlâ derdi vardı” Bu halde murakaba ederken bir zuhurat oldu.
Bu zuhuratta manevi bir heyet geldi.
“Dediler gel aziz Hakk’a gidelim,”
“Cemali ba kemali seyr idelim”
Gözle görünen âlemlerin dışında başka âlemlerde vardır.
Melekler âlemi gibi cinler âlemi gibi .Bu gün insanların çoğu bunu inkâr ediyorlar.Çoğuda bilmiyorlar.Hatta velilerin gösterdikleri kerametlere zuhuratlara dahi inanmayanlar var.
Bir profesör hanım cinlerin varlığına inanmıyormuş .Talebelerine :”Çocuklar ,melek ,cin diye birşey yok onlara inanmayın.” diyormuş
Cinler kadına musallat olmuş hemde çok açık şekilde görünmüşler.Onlara hiç bir şey yapamamış.Kadın çok âciz müftülere hocalara müracat etmek mecburiyetinde kalmış. Okuna okuna bu hanımın üzerinden cinler gitmiş.
O zaman cinlerin varlığına inanmış tabii Cenab-ı Hak dünyada suç işleyenlerin cezasını hemen verir,ancak azap vermekte acele etmiyor .Ezteizubillâh:
“Ve ALLAH(-hu Tealâ)yı zalimlerin yapar oldukları şeylerden asla gafil sanma.Onların, kendisinde gözlerin yerlerinde karar edemiyeceği bir gün için tehir eder.Öyle ki onları yukarıya dikerek koşarlar.Gözleri kendine dönüp bakamaz ve yürekleri ise bomboş kesilmiş bulunur”.(ibrahim süresi :42-43)
İşta ALLAH cezaları öyle bir güne tehir eder.ALLAH her suç işleyenin cezasını dünyada hemen verseydi bütün insanlardan başka canlılarda kalmazdı.
Cinler o kadını perişan ettiler. Ahirette de ALLAH’ın emriyle melekler ona azap verecekler.”Sen vardında biz yoktuk öylemi?” diye. istersen ana diye bağır ,istersen baba! faide etmeyecek.
RABBİMiz şöyle buyuruyor:
“Artık sen , bizim zikrimizden yüz çevirenden ve dünya hayatından başkasını dilemeyen kimselerden iraz et!”
” İşte onların ilimden erebildikleri budur .Şüphe yokki Rabbin o yolundan sapıtan kimseyi en ziyâde bilendir” (necm süresi:29-30)
O müşriklerinin bilgilerinin son derecesi ancak dünya hayatını bilip ahireti haytını inkâr etmekten ibarettir.
Dünya hayatı çok kısadır.Bunun sonu vardır,ahiretin ise yoktur. Sonu olanla sonu olmayan mukayese edilemez.ALLAH(celle celalühu) insanı bu dünyada imtihan ediyor.
Ali haydar efendi (kuddise sırruhu))Hazretlerinin oğlu Halid ağabeyi mezara koyduk kayıpmı oldu ?yok mu oldu .Hayır Hlid ağabey ,daha önceden vefat etmiş hanımı için derdi ki :”Şükife hanım gelip beni gece kaldırıyor.” İnsan ölünce yok olmuş olsa gelip kaldırır mı ,seslenir mi? Yani yok oldu bilmeyelim.
İnsan ölünce bedenini teşkil eden su ,hava,toprak ,ateş lâtifeleri,yerdeki su hava toprak ateşe karışır.Ruhlarda dünyadaki durumuna göre ya illiyyîn,ya siccîne gider.
Yarabbi! Bizim imanlarımızı ,amellerimizi muhafaza eyle.Ahirette yüzümüzü ak eyle.Bizi rızai şerifine eriştir.