Daimi Huzur
Huzura giden yolun ışığı olmak için çalışıyoruz...

101. MEKTUP

0 146
  1. MEKTUP

 

  • ·         Molla Haşan el-Keşmîrî’ye yazılmıştır
  • ·         Kemâl ehline saldıran ve dil uzatanlara reddiyedir

 

Allah Sübhânehû hâlinizi güzel ve gönlünüzü duru kılsın. Mevlânâ Muhammed Sıddîk değerli isteğinizi bize iletti. Allah Sübhânehû’ya hamdolsun ki uzaklarda ve terk edilmiş olanları unutmadınız.

Zâhirde nefis için olan hitaplar genelde açıktır. Evet… ‘Emmâre’ durumunda iken nefse yapılan itirazlar elbette olmalıdır. Ancak nefis ‘mutmainliğe’ ulaştığında itirazın hiç yeri olmaz. Çünkü nefis bu durumda Hakk’tan râzıdır ve Hak Sübhânehû da ondan râzıdır. Artık o râzı olunmuş ve kabule şayan olmuştur; râzı olunup kabul görene ise itiraz olmaz. Nasıl olsun ki! Çünkü bu konumdaki nefsin muradı, Hak Sübhânehû’nun muradıdır.

Bu bahtiyarlığa ulaşmak, yalnızca Allah Teâlâ’nın ahlakıyla ahlaklanıldığı zaman mümkün olur. O’nun kudsî alanı, zayıf fıtratlı ve güçsüz olan bizim gibilerin itirazından yüksek ve yücedir. Bu meyanda ne dersek neticede hepsi bize döner.

Kendinden haberi yoksa bir kimsenin,

                               Ne kıymeti vardır şundan bundan haber vermesinin.

Nice câhiller vardır ki, peygamberlerin diğer insanlar gibi olduğunu sanırlar. Nübüvvetin kemâlâtını inkâr eden şerli kâfirler gibi, cehaletleri sebebiyle nefs-i mutmainneyi emmâre olarak tasavvur ederler ve emmârenin hükümlerini mutmainneye uygularlar. Allah Sübhânehû bu ulu insanları ve onlara tâbi olanları inkâr etmekten bizleri muhafaza buyursun.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.