Daimi Huzur
Huzura giden yolun ışığı olmak için çalışıyoruz...

Günümüz En Büyük Tehlikesi Yanlış Arkadaş Seçimi

0 538

Kişi, Arkadaşının Dini Üzeredir

Arkadaş, insanın aynasıdır. Herkes, fıtratına uyan kimselerle anlaşır, kaynaşır ve hayatı paylaşır. “Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu” sözü meşhurdur.

Dostluklar, ya okul, iş, hastane, komşuluk gibi zorunlu beraberliklerde ya da kendi irademizle yaptığımız bir tercihle kurulur. Hangi sebep bir araya getirse de, ruhî yapıları, karakterleri uyuşan kimseler arasında dostluk gerçekleşir ve kalıcı olur. Birbiriyle uyuşan iki kişi arasındaki münasebet, iyi niyet, sevgi, güven ve dayanışma sayesinde gelişir.

 

Ahlâkı, güzel işleri dolayısıyla takdir edip sevdiğimiz, dost edindiğimiz insanlar da vardır. Kaderin bizi tanıştırdığı komşumuzun saygılı ve içten yaklaşımı da sağlam bir dostluğun temelini atar. [1]

Dostunu Söyle, Kim Olduğunu Söyleyeyim!

Bu atasözünü bilmeyenimiz yoktur. Gerçekten de arkadaşın insan üzerinde kendini pek hissettirmeyen ama çok derin etkileri vardır. “Kişi, dostunun dini ve ahlâkı üzeredir. Öyleyse herhangi biriniz dostluk edeceği kimseye baksın” buyuran Peygamberimiz (s.a.v.), arkadaş seçimine nasıl da dikkatimizi çekiyor!

İnsan, hoş olmayan meziyetlere sahip arkadaşının hareketlerini zamanla benimsemeye başlar. Kötülüklere duyduğu tepki kaybolmaya başlar. Çünkü insan tabiatı başkalarına benzemeye meyyaldir. Cafer-i Sadık Hazretleri, kötü ahlâklı insanlarla yapılan arkadaşlığın zararlarını şöyle sıralar:

“Yalancı ile arkadaşlık etme, çünkü sen ona inanırsan, aldanırsın. Zira o serap gibi uzağı yakın, yakını da uzak gösterir.

 

Ahmak ile arkadaşlık etme, çünkü sana kârı dokunacağı yerde, zararı dokunur.

Cimri ile arkadaşlık etme. Çünkü o, en açık ihtiyacını bile vermez.

Korkak ile arkadaşlık etme. Çünkü o, bir lokmaya ve hatta daha da azına seni satar.” [2]

Önceki salihler, ahirette elde edilecek ebedî nimetleri ele geçirmek için birbirleri ile tanışır ve kardeş olurlardı. Yoksa bunu geçici dünya menfaatleri için yapmazlardı. Bir alimin dediği gibi, kardeşliğin en faziletlisi, hiç bitmeyen muhabbet ve sürekli devam eden ülfettir; çünkü, Allah için kardeşlik ve sevgi, bir ameldir. Her amel, tam olması ve sevabının eksiksiz ele geçmesi için güzel bir şekilde tamamlanmaya muhtaçtır. Eğer bu amel ahirete kadar gitmez, sohbet ve muhabbetin sonu güzel bir şekilde getirilmezse, kötü bir şekilde son bulur; bu durum önceki amelin sevabını da yok eder.

Mesela, iki kişi beraber olup yirmi sene Allah için kardeş olsalar, sonra bu kardeşlik güzel bir şekilde sonuçlanmasa, bu, önceki sohbetin ve kardeşliğin sevabını yok eder. Bunun için, yukarıda alim, amelin başladığı gibi bitmesi için devam eden bir muhabbeti ve sürekli ülfeti/sıcak ilgi ve kaynaşmayı şart koşmuştur.

Bunun izin selef/geçmiş büyükler, başlattıkları kardeşliği muhafaza ediyor, aralarındaki muhabbetin hakkını koruyor, onun çok değerli oluşundan ve son derece dikkat edilmesi gerektiğinden dolayı ona sımsıkı yapışılmasını emrediyorlardı. Nitekim onlardan birisi şöyle demiştir:

“Yüce Allah için oluşturulan kardeşlik ince cam gibidir; onu korumaz ve sakınmazsan, pek çok afetle yüz yüze gelir. Kim Allah için kardeşliğin faziletini bilirse, ona yapışır. Kim bir şeye rağbet ve muhabbet ederse, onu kaybetmekten korkar; onu elinde tutmak için bütün yolları dener. Bu iş, nefsine ağır gelse ve malını zarar verse de vazgeçmez.” [3]

İnsan bir kimse ile beraber olmaya devam ederse, önce onun haline rıza gösterir, sonra onun tarafına meyleder, peşinden kendisini taklit eder. Bütün bunlar sohbet ve beraberliğin sonuçlarıdır. Hz. Rasulullah (A.S.): “İnsan arkadaşının dini ve gidişi üzeredir; bunun için herkes kiminle arkadaşlık ettiğine iyi baksın” (Tirmizî) buyurarak insanın insanı nasıl etkilediğini bildirmiştir. [4]

Arkadaş olacağın kimseyi iyi seç, onu dene, tanı.

Arkadaş olacağın kimsenin bir vazifeye getirildiğinde veya vazifeden alındığında nasıl davrandığına bak.

Onun zenginlik ve fakirlik hallerindeki davranışlarını kontrol et.

Kendisiyle yolculuk yap, alış-verişte bulun.

Ona çok muhtaç olduğun andaki davranışını gör.

Eğer bütün bu hallerde kendisinden hoşnut ve razı olursan onunla arkadaş ol. Senden büyükse onu baba gibi say, küçükse evlat gibi sev, sahip çık.

Sana Allah’ı hatırlatacak bir arkadaş bulunca ona sımsıkı sarıl, ondan ayrılma, onu küçümseme. Onu kendin için bir devlet bil. Böyle kimseler mü’min için bir ganimettir. İyi arkadaş yalnızlıktan hayırlıdır. [5]

[1] Fatıma Nur Kayrak, Dostluk, Semerkand Dergisi, Temmuz 2000.
[2] Fatıma Nur Kayrak, Dostluk, Semerkand Dergisi, Temmuz 2000.
[3] Ebu Talip el-Mekki, Kalplerin Azığı.
[4] Dr Dilaver Selvi, Sohbetle İrşad Nazarla Tedavi , Semerkand Dergisi, Ağustos 1999.
[5]  Huzurlu Bir Hayatın Yolu    Huccetü’l-İslâm İmam Gazalî (Rh.A.)’den, Semerkand Dergisi, Nisan 1999

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.